
Sanırım yine buralardayız, evet her yer buralarda ,
Gözlerinden bir sürü yaprak düşüyor birer birey ilkel sözcüklerle doluyor buralar ,
Soğuk bir kahverengi mevsimi bu , bir halk ölüyor kıyılarında, yalnızlığın ölümleri çoğalıyor.
O kadar ki yiyecek yolları var tüm kuşların birinden sapsalar mutuluk bitecek gibi , aç içindeki tüm dünyalar aç .
Ruhlar o ruhlar ruhların virgüllere ihtiyacı yok hep çarpışan saç telleri gibi , halbuki ruhlar da sevgili .
Geçen pazar akşamı gökyüzünde ikiye bölündü oysa her tarafı duvarlarla örülü bu ülkede aşık olmak da nereden çıktı şimdi .
Gülme dedim ! Daha eylülü sevmeye bir dev yılı kalmışken .
Yine de umut var bir yerlerde, ne kadar gökyüzü varsa o kadar altın çocuk!
Oysa sabahları çok güzel olur özgürlük, yüzüne ne kadar yalancı ruh çarpsa çarpsın sabahları erken doğar güneş.